Edirne Tarihi ve Kültürü

Antik Yerleşimler

Edirne Kalesi- Castrum Enez (Ainos) tarihi dönemlerde çok önemli bir liman kenti iken bugün kıyıdan 3,5 km. içerdedir. Tarih boyunca bir çok kereler restore edilmiş olan Enez Kalesi görülmeye değerdir. Aynı zamanda M.Ö. 6. yüzyıla dayanan bir kilise, bazı oyma mezarlar ve suları berrak bir de plajı bulunmaktadır.

Roma - Bizans Dönemi Kalıntıları

Roma Devri Lahdi Bugün kent ve çevresinde, Roma ve Bizans Dönemi yapıtlarının ancak bir bölümünün kalıntıları vardır. Roma İmparatoru Hadrianus'un yaptırdığı Kalenin 400 bin metrekareye yakın bir alan kapladığı, oniki kulesinin ve dokuz kapısının olduğu bilimektedir. Dikdörtgen şeklindeki kalenin çevresi hendeklerle çevriliydi. Birer dizi tuğla ve kesme taştan olan Kale duvarlarının kalınlığı 3, yüksekliği 6 metreydi. Bizans döneminde Onarım gördüğüne dair duvarlarda yazıtlara rastlanılmıştır.

Kentin fethi sırasında verilen söz üzerine kale içinde müslüman olmayan kesim oturmayı sürdürmüş, Türkler ise kale dışında yeni semtler oluşturmuşlardır. Kale duvarlarından günümüze saat kulesi, bugünkü Mumcular Sokağı'nın aşağısındaki Top Kapısı ve Gazi Mihal Köprüsü'ne dönen yol kavşağındaki Kafes Kapı yakınlarında bulunan bir kaç kalıntı ulaşabilmiştir. Bizans dönemi yapılarından Kilise Camisi, 1752 depreminde yıkılmış, geriye hiç bir iz kalmamıştır. Ancak bu dönemin en büyük kilisesi olduğu sanılan Ayasofya Kilisesi, Sultan I.Murat'ın emriyle camiye dönüştürülmüş, II.Murat döneminde yanına Medrese yapılmış ve müderrisin adıyla Halebi Medresesi Camisi olarak anılmıştır. Kale içinde, Keçeciler yolundaki bu yapı, 1752 depreminde yıkılmıştır. Kilise kalıntısı ve temelleri üzerine yapılan bir cami de Yıldırım Beyazit Camisidir. Yıldırım Mahallesinde yer alır.

Edirne Kalesi

Roma İmparatoru Hadrianus'un yaptırdığı ve XIX.yy. ortalarına değin sağlam olan Edirne Kalesi, Tunca Nehri kıyısındaydı. Eski kaynaklarda 360.000 km2'lik bir alanı kapladığı, köşelerde silindirik, aralarda on ikişer küçük kule bulunduğu bildirilmektedir.Dokuz kapılıydı, dikdörtgen planlı, hendekle çevriliydi. Bu görünümüyle savunmalı Roma ordugahı (Castrum)görünümündeydi. Bu Hadrianus sikkelerinde görülen kent surlarından anlaşılmaktadır.Duvarlar birer dizi tuğla ve kesme taştan yapılmış olup 3 m.kalınlıkta, 6m. yükseklikteydi.Dört büyük kulenin adları şöyledi:

[Sayfa Başı]

Büyük Kule - Makedonya (Saat) Kulesi

(Evliya Çelebi'ye göre Kaplı Kule) Kalenin kuzeydoğusundaydı. Uzun süre cephanelik olarak Kullanılmıştır. 1866'da ahşap, 1894'te ise kagir bir kule eklenerek belediyenin saat ve yangın kulesi olmuştur. Günümüze ulaşan tek kuledir. Saat Kulesi olarak da bilinen kulenin ilginç bir tarihi vardır:

[Sayfa Başı]

Hadrianopolis'ten Kalan Son Kule

Roma İmparatoru Harianus tarafından kurulan Hadrianopolis'i çevreleyen surların dört köşesindeki kulelerden asıl adı Makedonya Kulesi olan kule (Saat Kulesi) günümüze ulaşan tek örnek durumundadır. Edirne Valilerinden Hacı İzzet Paşa'nın kule üstüne yaptırdığı ahşap katlar ve koydurduğu saatler sonrasında burası (1866-1867) Saat Kulesi olarak anılmıştır. Buradaki saat uzun süre Millet Saati olarak da adlandırılmıştır.

1894 yılında ahşap katlar indirilmiş ve yerine kagir üç kat inşa edilmiştir.

Fransa'da yaptırılan yeni saatler ise kulenin yapımından iki yıl sonra konulmuştur.

[Sayfa Başı]

Kule çevresinde sürmekte olan kazılarda Roma dönemi buluntularına rastlanmaktadır.

Kulenin batı yönünde surlardan kalan son parçalardan örnekler bulunmaktadır.

Yeni Burgaz Kulesi ya da Kafes Kule

(Evliya Çelebi'ye göre Makedonya Kulesi) Kalenin kuzeybatı köşesindeydi.

[Sayfa Başı]

Germe Kapı Kulesi

(Evliya Çelebi'ye göre Manyas Kulesi) Kalenin güneybatısında, ana Kaleden 40 - 50 m. dışarıda, Tunca Nehri kıyısındaydı. Kalenin su Kulesiydi. Asıl suya bitişik kuleye germe bir duvarla bağlıydı.Bu Duvarda bir germe kapı bulunduğundan bu adla anılmıştır.

[Sayfa Başı]

Zindan Kulesi

(Evliya Çelebi'ye göre Tevfikhane Kulesi) Kalenin güneydoğusunda, günümüzde zindanaltı denilen yerdeydi. Yeniçerilik kaldırılıncaya kadar zindan görevi gördüğünden bu adı almıştır.

[Sayfa Başı]

Edirne Kalesi'nin değişik adlarla anılan dokuz kapısı vardı. Kule Kapısı, kulenin doğusunda olup Maarif Bahçesi adıyla bilinirdi. Top Kapısı bugünkü Mumcular Sokağı'nın aşağısındaydı. Kafes Kapı, bugünkü Gazi Mihal Köprüsü'ne dönen yol kavşağındaydı. 1752 depreminde yıkılmıştır. Keçeciler Kapısı, Debağhane Semti'ndeydi. Oğrın Kapı, Germe Kapıya açılan küçük bir kapı olup çok dar ve gizli idi. Manyas Kapı, Manyas Karakolu denen yere yakındır. 1752 depreminde yıkılmıştır. Tavuk kapısı, Cumhuriyet Caddesi'ndeydi. Balıkpazarı kapısı bugün olduğu gibi İğneciler Kapısı ya da İstanbul Kapısı adlarıyla da bilinirdi. Kalenin doğusunda, Balıkpazarı'ndaydı. Orta Kapı, Ali Paşa Çarşı'sına açılıyordu.

[Sayfa Başı]

Duvarlarda rastlanan Bizans yazıtlarından, kalenin bu dönemde onarıldığı anlaşılmaktadır.

Edirne'nin gelişmesi ve yayılması sırasında kale, kentin ortasında kalmış, kimi bölümleriyle XIX. Sonuna değin onarımlarla korunabilmiştir. Yapıdan günümüze Saat Kulesi ile Top Kapısı ve Kafes Kapı yakınındaki birkaç kalıntı ulaşabilmiştir.

[Sayfa Başı]

İçindekiler Tablosu

İlgili Bağlantılar

Edirne Tarihi ve Kültürü, hakkında ciltlerce yayın yapılabilecek kadar geniş kapsamlı bir konudur. Kentimizi tanıtan basılı pek çok yayın olmakla birlikte, elektronik ortamda bu tür bir belgenin eksikliğini gören Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı, bu çalışmayı yaparak, İlimizin tanıtımına küçük de olsa bir katkıda bulunmayı amaçlamıştır.

Bu siteyi oluştururken, Edirne'yi bugünü yaşadığımız bir yer olduğu kadar, geçmişimizi, eski nesillerimizi de kopması mümkün olmayan bir göbekbağıyla hissettiğimiz; canlı bir müze gibi düşündük. Bu durum, özellikle Edirne için, İstanbul ve Bursa'dan çok daha fazla geçerlidir. Güzel Edirnemiz bir metropol değildir, sanayileşme ve göç gibi nedenlerle kalabalıklaşıp büyük bir köy haline gelmemiş, tarihini ve kültürünü, düzensiz yapılaşma ve insan kalabalıklarıyla boğmamış, geçmişini günümüzde de yaşatabilecek kadar bakirliğini korumuştur. Bu yönüyle de; Osmanlı Atalarımızdan kalan en etkileyici şehir olarak kalbimizde yer etmiştir. Edirne; bir anlamda yaşayan Osmanlı'dır.

Bu çalışmanın Edirnemizi farklı ve güzel yönleriyle tanımanızda biraz olsun yardımcı olması dileğiyle...

  • İsmail ASLAN
  • Edirne Vergi Dairesi Başkanı

K A Y N A K Ç A

  • Edirne'de Tarih, Kültür, İnanç Turu - Ayhan Tunca - 2005
  • Sosyo-Ekonomik Yapısıyla Edirne - ETSO Bilimsel Yayınları - 2002
  • Edirne Şoför Eğitim Kitabı - Edirne Şoförler ve Otomobilciler Odası - 1994
  • Edirne Valiliği İl Almanağı - 2006

Valid XHTML 1.0 Strict

© 2006 Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı - Kaynağı belirtilmek suretiyle tüm içeriğimiz serbestçe kullanılabilir.

Web Sitemizde ya da baskıya hazır belgede gözlemlediğiniz eksik, hatalı veya imla açısından sorunlu noktaları, düzeltme taleplerinizi, görüş ve önerilerinizi Webmaster e-posta adresine gönderebilirsiniz.