Edirne Tarihi ve Kültürü

Üç Şerefeli Cami

Üç Şerefeli Camii 1443-1447 arasında, Sultan II.Murat yaptırmıştır. Cami Osmanlı sanatında erken ile Klasik dönem uslübu arasında yer alır. Burada,ilk kez uygulanan bir planla karşılaşılmaktadır. 24 m. çapındaki büyük merkezi kubbe, ikisi paye, dördü duvar payesi olmak üzere altı dayanağa oturur. Yanlarda daha küçük ikişer kubbe ile örtülü kare bölümler vardır. Yapı, bir yenilik olarak, enine dikdörtgen bir yapıdır.

Üç Şerefeli Camii Böylece enine gelişen mekana ulaşılmak istenmiştir. Bu planı Mimar Sinan İstanbul camilerinde daha gelişmiş biçimiyle uygulamıştır. Ayrıca, Osmanlı mimarisinde revaklı avlu ilk kez bu Camide kullanılmıştır. Avlunun dört köşelerine minareler yerleştirilmiştir.Üç Şerefeli Cami, bu özellikleriyle sonraki camilere öncü olan anıtsal bir yapıdır. Basamaklı üç kapıdan girilen avlunun Sütunları, serpantinli breş,granit ve mermerdendir. Avlu pencerelerinden ikisinin alınlıkları çini süslemedir. Lacivert ve ak renkli çiniler, bitkisel kıvrık dal bordürü ile çevrilidir. Burada Sultan II.Murat'ın adı geçmektedir. Revak kubbelerindeki özgün kalem işleri, Osmanlı Camileri'ndeki en eski örneklerdir. Camiye adını veren üç şerefeli anıtsal minare, 67.62 m. yüksekliğindedir. Her şerefeye ayrı yollardan çıkılması ilginçtir. Minare gölgesi kırmızı kaştan zikzaklar ve ak karelerle devinim kazanmıştır. Kaidesinde Bursa Kemerli sağır nişler vardır.

[Sayfa Başı]

Üç Şerefeli Cami'nin, süslemeleri de ilginçtir. Taçkapı, yankapılar,minareler, sütun başlıkları ve pencerelerde mermer, ak ve kiremit rengi taş kullanılmıştır. Taçkapıda mukarnaslar ve yan nişlerin üst bölümlerindeki yazıların arasında kıvrık dal ve rumiler göze çarpar. Büyük kubbede, yan ve avlu revaklarındaki lacivert, al, ak ve sarı renkte kalem işleri vardır. Süslemelerde yazı kuşakları, rumi,palmet, lotus motifleri görülür.Kubbe peteği ve pandantiflerde de Rokoko süslemeler vardır.

[Sayfa Başı]

Osmanlı Mimarisinde Çığır Açan İlklerin Buluştuğu Cami

Üç Şerefeli Camii ve Selimiye Bu camiyi yaptıran Osmanlı Padişah'ı Sulta II.Murat Edirne'yi bir başkent olarak tasarlıyordu. Üç Şerefeli; bu tasarı içinde ve o dönemlerde Balkanlardaki egemenliğin ifadesi gibidir.

Osmanlı Mimarisinde yeni bir çığır açan bu cami bazı özellikleriyle, ilklerin de sahibi durumundadır.

Örneğin; Üç Şerefeli, Selçuklu Mimarisindeki çok kubbeli dönemden tek Kubbeli döneme geçişin ilk denemelerindendir.

Bu cami Osmanlı Mimari Tarihinin ilk büyük revaklı avlusuna sahiptir. Bu avlu da, Osmanlı Mimarisi'nin bu konudaki ilk denemesidir.1438 yılında yapımına başlanan cami 1447 tarihinde bitirilmiştir ve Yapanlar için; "Mimarı Muslihittin, ustası Şahabettin'dir." diyen Kaynaklar vardır.

[Sayfa Başı]

Osmanlı camilerinde harem taşlığı bulunan ilk deneme Üç Şerefeli'de gerçekleştirilmiştir.

Cami'ye girer girmez ana kubbenin altına gelinir ve bu Üç Şerefeli'ye ait bir özellliktir.

Kubbelerdeki orjinal kalem işleri Osmanlı Camilerinde görülen en eski örneklerdir.

Kubbede çeşitli meyvelerden oluşan "Meyve Sofrası" görülür.

[Sayfa Başı]

Üç Şerefeli Cami, Osmanlı Sanatında Erken ile Klasik Dönem arasında yer alır.Burada ilk kez uygulanan bir planla karşılaşılır. 24 m. çapındaki büyük merkezi kubbe, ikisi paye, dördü duvar payesi olmaküzere 6 dayağa oturur. Yanlarda daha küçük ikişer kubbe ile örtülü Kare bölümler vardır. Yapı, bir yenilik olarak, enine dikdörtgen planlıdır. Böylece enine gelişen mekana ulaşılmak istenmiştir.

İstanbul'daki bir çok ünlü caminin kubbesinden daha büyük olan Üç Şerefeli'nin ana kubbesi (24 m.) kendi çapından daha büyük bir dikdörtgen alanı örter. Bu geometrik tasarımıyla Mimar Sinan'ın bir çok altıgen çardaklı yapısı için prototip oluşturmuştur.

[Sayfa Başı]

Diğer yandan, Üç Şerefeli Cami'nden esinlenerek, altıgen çardak üzerine inşa edilen camiler, dünya mekan mimarisinde özgün bir konuma sahip yapılardır.

Mihrabın iki yanında, caminin denge durumunu kontrol için iki silindir bulunur. Bunlar ayar terazileridir ve dönüyor oluşları caminin dengede olduğunun göstergesidir.

Cami camlarının tümü renklidir.

Ses düzeninde eko özelliği belirgindir.

[Sayfa Başı]

Dört Minare Dört Ayrı Özellik ve Eşi Bulunmayan bir Kapı

Dört minaresinin biri üç, biri iki, ikisi birer şerefeli olup; baklavalı, şişhaneli, çubuklu ve burmalı motif üsluplarıyla bezenmiştir.

[Sayfa Başı]

Camiye adını veren üç şerefeli minare, Selimiye yapılana kadar minarelerin en büyüğü kabul edilirdi. Külahıyla birlikte 76 m. olup, merdivenindeki toplam basamak sayısı 203'tür.

Şerefelerine üç ayrı yoldan çıkılır.

Bu tarzıyla bir ilktir ve birinci merdiven bir ile üçüncü şerefeye, ikinci merdiven ikinci ile üçüncüsüne, üçüncü merdiven ise; doğrudan üçüncü şerefeye götürür.

[Sayfa Başı]

Üç Şerefeli'nin bir başka özelliği; camisiyle birlikte kesme taş kullanılarak yapılan ilk minare oluşudur.

Baklavalı minare Fatih Sultan Mehmet döneminde yaptırılmıştır.

Fatih Sultan Mehmet bu minareyi Peykler Medresesini yaptırırken ekletmiştir.

[Sayfa Başı]

Kuzeybatıdaki tek şerefeli olan minare 1610 yılında Sultan I.Ahmet tarafından; Burmalı minare ise Sultan II.Mustafa tarafından yaptırılmıştır.

Caminin ilk ve asıl minaresi Üç Şerefeli'dir.

Üç Şerefeli Caminin kapısı özgün durumuyla neredeyse cami kadar ün yapmıştır.

[Sayfa Başı]

İçindekiler Tablosu

Edirne Camileri

İlgili Bağlantılar

Edirne Tarihi ve Kültürü, hakkında ciltlerce yayın yapılabilecek kadar geniş kapsamlı bir konudur. Kentimizi tanıtan basılı pek çok yayın olmakla birlikte, elektronik ortamda bu tür bir belgenin eksikliğini gören Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı, bu çalışmayı yaparak, İlimizin tanıtımına küçük de olsa bir katkıda bulunmayı amaçlamıştır.

Bu siteyi oluştururken, Edirne'yi bugünü yaşadığımız bir yer olduğu kadar, geçmişimizi, eski nesillerimizi de kopması mümkün olmayan bir göbekbağıyla hissettiğimiz; canlı bir müze gibi düşündük. Bu durum, özellikle Edirne için, İstanbul ve Bursa'dan çok daha fazla geçerlidir. Güzel Edirnemiz bir metropol değildir, sanayileşme ve göç gibi nedenlerle kalabalıklaşıp büyük bir köy haline gelmemiş, tarihini ve kültürünü, düzensiz yapılaşma ve insan kalabalıklarıyla boğmamış, geçmişini günümüzde de yaşatabilecek kadar bakirliğini korumuştur. Bu yönüyle de; Osmanlı Atalarımızdan kalan en etkileyici şehir olarak kalbimizde yer etmiştir. Edirne; bir anlamda yaşayan Osmanlı'dır.

Bu çalışmanın Edirnemizi farklı ve güzel yönleriyle tanımanızda biraz olsun yardımcı olması dileğiyle...

  • İsmail ASLAN
  • Edirne Vergi Dairesi Başkanı

K A Y N A K Ç A

  • Edirne'de Tarih, Kültür, İnanç Turu - Ayhan Tunca - 2005
  • Sosyo-Ekonomik Yapısıyla Edirne - ETSO Bilimsel Yayınları - 2002
  • Edirne Şoför Eğitim Kitabı - Edirne Şoförler ve Otomobilciler Odası - 1994
  • Edirne Valiliği İl Almanağı - 2006

Valid XHTML 1.0 Strict

© 2006 Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı - Kaynağı belirtilmek suretiyle tüm içeriğimiz serbestçe kullanılabilir.

Web Sitemizde ya da baskıya hazır belgede gözlemlediğiniz eksik, hatalı veya imla açısından sorunlu noktaları, düzeltme taleplerinizi, görüş ve önerilerinizi Webmaster e-posta adresine gönderebilirsiniz.